Çakıl Taşları Dizisi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Çakıl Taşları Dizisi


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  AramaArama  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yap  

 

 Alay etmenin cezasi

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
UpSs KRaLiÇé
Moderatör
Moderatör
UpSs KRaLiÇé


Cinsiyet Cinsiyet : Kadın Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 551
Rep Gücü Rep Gücü : 2
Beceri Puanı Beceri Puanı : 1401
Yaş Yaş : 31
Nerden Nerden : AnKaRa

Alay etmenin cezasi  Empty
MesajKonu: Alay etmenin cezasi    Alay etmenin cezasi  EmptyCuma Tem. 23, 2010 10:58 pm

ALAY ETMENIN CEZASI

Haci Bayram-i Veli'nin dogdugu Zülfadl (Sol-Fasol) köyünden bir genç askere çagrilmisti. Yetim olan bu temiz genç, babasindan kalma birkaç altinini, annesinden kalan hatira bilezik ve küpleri emanet edecek bir kimse bulamadi. Hepsini küçük bir çekmeceye koyup, Haci Bayram-i Veli'nin türbesine getirdi. Türbeyi ziyaret edip;

"Ya hazret-i Haci Bayram-i Veli! Beni vatani vazifemi yapmak için çagirdilar. Annemden ve babamdan kalma su hatiralari emanet edecek bir kimse bulamadim. Bu küçük çekmeceyi zati alinize emanet birakiyorum. Eger askerden dönersem, gelir alirim. Sayet dönemezsem, istediginiz bir kimseye verebilirsiniz!" diye münacaat etti.

Sonra çekmeceyi sandukanin kenarina koyarak ayrildi.
Aradan yillar geçti. Gencin askerligi bitti ve emanetini almak üzere Haci Bayram-i Veli'ye geldi. Ziyaretini yapiktan sonra, çekmeceyi koydugu yerde buldu. Hiç dokunulmamisti.
Orada türbeyi bekleyen türbedara;
"Bu çekmece benimdir. Askere gitmeden önce emanet birakmistim. Simdi aliyorum." dedi.

Türbedar;
"Tabi, alabilirsen al. Çünkü ben, bir defasinda bu çekmecenin yerini degistirmek istedim. Fakat bütün ugrasmalarima ragmen yerinden bile oynatamadim. Bunda bir hikmet oldugunu düsünerek, bir daha elimi bile sürmedim."

Genç, çekmecenin yanina gelip, Haci Bayram-i Veli'ye tesekkür etti ve emanetini alarak köyüne döndü.

ALAY ETMENIN CEZASI

Gavs-ül-Memdüh hazretleri, bir gün dergahin önünde otururken Abdürrahim Efendiyi huzür-i seriflerine çagirdi. Sam'a gidip gitmedigini sordu. O da;
"Gitmedim efendim" deyince;

"Su tarafa bak bakalim ne göreceksin?" buyurdu.
Isaret ettigi yöne baktiginda, yemyesil bahçeleriyle, Sam'in karsisinda durdugunu hayretle gördü. Sam'i merakla seyrettigini gören Gavs-ül-Memdüh;

"Abdürrahim! Bosi köyü buradan uzakta midir görülebilir mi?" buyurunca, rüyadan uyanir gibi Sam gözlerinden silindi ve hocasina;
"O köy buraya uzaktir, görünmez efendim." diye cevap verdi.
Bunun üzerine;

"Dogu tarafina bak!" buyurdu.
O anda küçük bir tepenin yamacinda kurulmus olan Bosi köyü gözünün önüne geldi. O anda köyün bir kenarinda, Gavs-ül-Memdüh'un talebelerinden birkaç tanesi oturmus sohbet ediyorlardi. Köy bekçisi de yanlarinda sirt üstü uzanmis yatiyor, talebelerle alay ediyordu.
Gavs-ül-Memdüh;

"Abdürrahim! Bekçinin arkadaslarinla alay ettigini görüyor musun?" diye sordu.
O da;

"Görüyorum efendim. Eger müsaade buyurursaniz hemen hakkindan geleyim." diye sordu.
Hocasinin hiç cevap vermemesinden cesaretlenerek ayagini hizla bekçiye dogru salladi. Allahü tealanin izniyle, ayagi bekçinin tam karnina isabet etmis ki, birden karnini tutmaya ve feryad etmeye basladi. Bir daha vuracakti, fakat Gavs-ül-Memdüh;
"Yeter ya Abdürrahim!" buyurunca, durdu.
Bosi köyü de gözünden kayboldu. Hocasinin bu kerametlerine hayran kalmisti.

Aradan on gün geçmisti. Bosi köyünün bekçisi, yüzü sarili bir halde Gavs-ül-Memdüh'un huzüruna çikarildi. Agzi sol kulagina kadar egilmisti. Egilen taraf kiris kiris olmus, diger tarafi da davul zari kadar gerginlesmisti. Bu sebeple ne agladigi ne güldügü, ne de konustugu anlasiliyordu. Zor konusabilen bekçi;

"Aman ya Hocam! Allahü tealayi zikreden talebelerinle alay ederken, birisi siddetle karnima vurdu. O anda bütün vücüdum hareketsiz kaldi. Agzim da bu hale geldi. Bundan böyle hatami anladim ve tövbe ettim. Ne olur beni affediniz ve agzimin eski hale gelmesi için dua ediniz." diyerek agladi.
Gavs-ül-Memdüh onun bu durumuna çok üzüldü. Merhamet edip ellerini kaldirarak dua etmeye basladi. Sonra mübarek elini bekçinin yüzüne sürdü. O anda bekçinin agzi, Allahü tealanin izniyle eski haline geldi.

Kaynak: Evliyalar Ansiklopedisi, Ihlas Yayinlari
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
nslnr

nslnr


Cinsiyet Cinsiyet : Kadın Mesaj Sayısı Mesaj Sayısı : 247
Rep Gücü Rep Gücü : 6
Beceri Puanı Beceri Puanı : 304
Yaş Yaş : 26
Nerden Nerden : Trabzon

Alay etmenin cezasi  Empty
MesajKonu: Geri: Alay etmenin cezasi    Alay etmenin cezasi  EmptyÇarş. Ağus. 04, 2010 12:41 am

Emeğine sağlık...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Alay etmenin cezasi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çakıl Taşları Dizisi :: Çakıl Taşları Dizisi Genel Forum :: Güzel Dinimiz İslam-
Buraya geçin: